29 Kasım 2011 Salı
biraz çağın adamı olak
http://www.youtube.com/watch?v=zjaZiWBvnL4&ob=av3n Model= Pembe Mezarlık Artık Freud amcanın dediğine göre davranışlarımıza bilinçaltımız yön veriyormuş,bastırılmış dürtülerimiz bizi biz yapıyormuşşşş iğğğğğğğğğğğğğğ gene yaptım yapacağımı şu eğitim bilimlerini herşeyin içine katmasam olmaz sanki nese efenimmmmmm uzun lafın kısası bu aralar bu şarkıyı çok dinliyorum bilinçaltımda benim bilmediğim dümenler mi var?
vah vah yaban ellerde boynu bükük bloğummm :(((
ağlanacak haline gül bakalım blog efendi.... paşalar gibi yalnızları oynuyorsunnnnn... belki bir gün diyerek birilerini bekliyorsun ama nafile....seni oluşturan Allah'ın kulunda bu tembellik varken sen dahaaaa çooooooooookkkkkkkkkkkkkk evde kalırsın benden demesi:))) En iyisi sen kendine başka bir sahip bul emiii ;) şaka bir yana sana dönecem ama dönemiyorum ki yavrummm ya neyse yaaaaaaaaaa lafı uzattıkça saçmalayasım daha da artıyor....Sana ufak bir sır vereyimmm blog efendiii.''Gidişimiz sönük olmuştu ama dönüşümüz muhteşem olacak.'' :D
8 Kasım 2011 Salı
1 Kasım 2011 Salı
Her güne 1 Ayet,Hadis,Hikaye
HASTALIK
Ayet: ''Eyüp de; hani o Rabbine çağrıda bulunmuştu: ''Şüphesiz bu dert (ve hastalık) beni sarıverdi.Sen merhametlilerin en merhametli olanısın.(Enbiya; 83)
Hadis: ''Mü'min kişiye bir ağrı,bir yorgunluk, bir hastalık bir üzüntü hatta ufak tasa isabet edecek olsa,Allah onun sebebiyle mü'minin günahından bir kısmına mağfiret buyurur.
Hasta Sahabiye Efendimizin Öğüdü
Enes(ra) anlatıyor: Peygamber(sav) müslümanlardan hasta olan bir kimsenin ziyaretine gitmişti.Hasta o kadar zayıflayıp küçülmüştü ki,adeta bir deri bir kemik kalmıştı.Peygamber Aleyhisselam kendisine : ''Birşey için dua eder veya Allah'tan diler miydin?''diye sordu. Adam: ''Evet;ey Allah'ım bana ahirette vereceğin cezayı dünyada ver!''derdim,diye cevap verdi.Bunun üzerine Resulullah(sav): ''Sübhanallah,yapamaz mıydın, yahut beceremez miydin.'' Ey Allah'ım bize dünyada ve ahirette iyilik ver,bizi cehennemden koru!''deseydin ya?!''buyurdu.Sonra Allah Resulü bu kimse için dua etti; Allah Teala da sıhhatini bağışladı.
Ayet: ''Eyüp de; hani o Rabbine çağrıda bulunmuştu: ''Şüphesiz bu dert (ve hastalık) beni sarıverdi.Sen merhametlilerin en merhametli olanısın.(Enbiya; 83)
Hadis: ''Mü'min kişiye bir ağrı,bir yorgunluk, bir hastalık bir üzüntü hatta ufak tasa isabet edecek olsa,Allah onun sebebiyle mü'minin günahından bir kısmına mağfiret buyurur.
Hasta Sahabiye Efendimizin Öğüdü
Enes(ra) anlatıyor: Peygamber(sav) müslümanlardan hasta olan bir kimsenin ziyaretine gitmişti.Hasta o kadar zayıflayıp küçülmüştü ki,adeta bir deri bir kemik kalmıştı.Peygamber Aleyhisselam kendisine : ''Birşey için dua eder veya Allah'tan diler miydin?''diye sordu. Adam: ''Evet;ey Allah'ım bana ahirette vereceğin cezayı dünyada ver!''derdim,diye cevap verdi.Bunun üzerine Resulullah(sav): ''Sübhanallah,yapamaz mıydın, yahut beceremez miydin.'' Ey Allah'ım bize dünyada ve ahirette iyilik ver,bizi cehennemden koru!''deseydin ya?!''buyurdu.Sonra Allah Resulü bu kimse için dua etti; Allah Teala da sıhhatini bağışladı.
31 Ekim 2011 Pazartesi
Her Güne 1 Ayet,Hadis,Hikaye
Allah fırsat verir bundan sonra ömrüm olursa her gün için bir ayet hadis ve hikaye yazmaya çalışacağım. Olur ya bir Allah'ın kulu denk gelir de okur :) Belki faydamız olur ne bileyimmmm işte belki okur da farketmeden yarasına merhem olmuş olurum ya da aradığı cevabı söylemiş olurummm...En ufacık bir hareketimizin dahi yansıması var...Neyse uzatmayalım da bugünün parçalarına geçeyim :)
BESMELE
Ayet: ''Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
Hadis: ''O (besmele)Allah'ın isimlerinden bir isimdir.Onunla Allah'ın en büyük ismi (ism-i azam )arasında ancak,gözün siyahı ile beyazı arasındaki kadar yakınlık vardır.
Hikaye : Her İşin Başı Besmele
Saliha bir kadının güzel bir alışkanlığı vardı.Bir işe başlarken daima besmele çekerdi.Bu kadıncağızın,dinine pek bağlı olmayan ve dinle alay eden bir kocası vardı.O da karısının her işte besmele çekmesine içerler ne gereği var derdi.
Bir gün ona bir oyun oynayayım da sürekli besmele çekmenin birşey getirmediğini görsün dedi.Nihayetinde karısına bir kese altın verip onu saklamasını istedi ve zamanı gelince de ondan alacağını belirtti.Kadın keseyi alırken de saklarken de hep besmele çekti.Kadın keseyi besmele ile sandığına saklarken de kocası onu gizlice takip etmişti.
Aradan bir iki gün geçtikten sonra adam gizlice sandığı açar ve içindeki keseyi alıp bir su kuyusuna atar.Daha sonra ise adam karısından keseyi getirmesini ister.Adam nasılsa kadının keseyi getiremeyeceğini besmelenin işe yaramayacağını düşünüyordu.Kadın ise besmeleyi çekerek sandığı açtı keseyi eline aldı aldı almasına da şaşkınlıktan donakaldı.Nasıl kalmasın ki sandık içindeki kese sırılsıklamdı.Karısının gelmediğini gören adam sandığın olduğu odaya gider ve karısından daha fazla hayrete düşer.Kendi elleriyle kuyuya attığı kese ıslak bir şekilde karısının elinde duruyordu.Bunu gören adam düştüğü hatayı anlayıp önce Allah'tan sonra da karısından af diledi.
BESMELE
Ayet: ''Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
Hadis: ''O (besmele)Allah'ın isimlerinden bir isimdir.Onunla Allah'ın en büyük ismi (ism-i azam )arasında ancak,gözün siyahı ile beyazı arasındaki kadar yakınlık vardır.
Hikaye : Her İşin Başı Besmele
Saliha bir kadının güzel bir alışkanlığı vardı.Bir işe başlarken daima besmele çekerdi.Bu kadıncağızın,dinine pek bağlı olmayan ve dinle alay eden bir kocası vardı.O da karısının her işte besmele çekmesine içerler ne gereği var derdi.
Bir gün ona bir oyun oynayayım da sürekli besmele çekmenin birşey getirmediğini görsün dedi.Nihayetinde karısına bir kese altın verip onu saklamasını istedi ve zamanı gelince de ondan alacağını belirtti.Kadın keseyi alırken de saklarken de hep besmele çekti.Kadın keseyi besmele ile sandığına saklarken de kocası onu gizlice takip etmişti.
Aradan bir iki gün geçtikten sonra adam gizlice sandığı açar ve içindeki keseyi alıp bir su kuyusuna atar.Daha sonra ise adam karısından keseyi getirmesini ister.Adam nasılsa kadının keseyi getiremeyeceğini besmelenin işe yaramayacağını düşünüyordu.Kadın ise besmeleyi çekerek sandığı açtı keseyi eline aldı aldı almasına da şaşkınlıktan donakaldı.Nasıl kalmasın ki sandık içindeki kese sırılsıklamdı.Karısının gelmediğini gören adam sandığın olduğu odaya gider ve karısından daha fazla hayrete düşer.Kendi elleriyle kuyuya attığı kese ıslak bir şekilde karısının elinde duruyordu.Bunu gören adam düştüğü hatayı anlayıp önce Allah'tan sonra da karısından af diledi.
30 Ekim 2011 Pazar
29 Ekim 2011 Cumartesi
güzel bir başlangıç olsun :)
AŞK SIRRI
Bir zamanlar yaşlı bir adam ah çekmeyi,gözyaşı dökmeyi adet edinmişti.Bir dostu ona bunun sebebini sordu. O da anlattı: Ben bir köle tüccarıydım.İstanbul'da 300 liraya bir cariye satın almıştım.Yüzü aydan aydın,dudağı şekerden tatlı bir dilberdi.İşve ve naz mesleğinde onu yetiştirdim.Çok emek verdim.Çok gayret sarf ettim.Pazara götürdüğümde pazar kızıştı,müşteri çoğaldı,fiyat yükseldi.Satmadım,bekledim.İkindi bereketi,silahlar kuşanmış karayağız bir delikanlı atının üstünde çıkageldi.Benim kölemi görünce atından indi,yanına yaklaştı,gülümsedi ve '' Adın ne ?'' ne dedi.Kölemin de ona gülümsediğini gördüm.Delikanlı bana döndü ve fiyatını sordu.Kendisi tam ayar altın bebektir ve tam ayar bin altın eder dedim.Hiçbirşey söylemedi.Oralarda biraz gezip oyalandı.Sonra kölenin avucuna gizlice birşey verip gitti.Akşam olunca bunun 100 altın olduğunu gördüm.Şaşırmıştım.Ertesi gün kölemin değeri daha da arttı.Ben satmayı geciktiriyordum.o gün ikindi vakti delikanlı yine geldi.Yine kızın avucuna birşey bıraktı.Baktım,100 altın daha.Böyle 4 gün devam etti.5. gün delikanlıyı takip ettim.Kaldığı yeri öğrendim.Sordum,soruşturdum.En son atını satmış,6.gün yine köle pazarına geldi.Lakin köleyi yalnızca uzaktan seyretti.O gece kızın elinden tutup delikanlının evine götürdüm.''benim bu gece acil bir işim çıktı bu köleyi sana emanet bıraksam kollayıp gözetir misin?'' Önce kabul etmek istemedi sonra razı oldu.Ben kaldığım hana döndüm.Gece nasıl geçer düşüncesiyle yatağıma oturup bekledim.Gece yarısına doğru kapım şiddetle yumruklanmaya başladı.Açtım.Karşımda kölem tir tir itreyip ağlıyordu:''Sana ne oldu? Gençle aranda ne geçti.?''ağlaması durmuyordu,neden sonra konuşabildi.:''o öldü.'' ''Nasıl oldu?'' '' sen ayrılınca beni iç odaya aldı.Bana yemek getirdi.Elimi yıkamam için leğen getirdi.Sonra bir yatak serdi. Üzerime misk ve gülsuyu serpti.Bana gözlerimi kapamamı söyledi.Kapadım.Parmağını yanağıma koydu.'' süphanallah! Bu ne güzel sevgili nasıl etkileyicilik diyip bunu tekrarlıyordu.sonra birden '' Allah'ım ben hata ettim,haddimi aştım beni affet dedi ve sonra İnna lillahi ve inna ilahi raciun(Alla'tan geldik,Allah'a gideceğiz )ayetini okudu,düştü.Canını Allah'a teslim etmişti.Kölem bunu anlattıktan sonra sabaha kadar ağladı ve gün doğarken o gencin adını sayıklayarak ruhunu teslim etti.İşte benim bütün bu ağlamalarım günahtan kaçınarak sevgilerine leke getirmeyen o iki gencin anısınadır.O iki temiz ve zarif genç gibisini belki bir gün buluveririm umuduyla gezip durmaktayım.Yaşadıkça bu arayışımı sürdüreceğim ve böyle öleceğim.
Bir zamanlar yaşlı bir adam ah çekmeyi,gözyaşı dökmeyi adet edinmişti.Bir dostu ona bunun sebebini sordu. O da anlattı: Ben bir köle tüccarıydım.İstanbul'da 300 liraya bir cariye satın almıştım.Yüzü aydan aydın,dudağı şekerden tatlı bir dilberdi.İşve ve naz mesleğinde onu yetiştirdim.Çok emek verdim.Çok gayret sarf ettim.Pazara götürdüğümde pazar kızıştı,müşteri çoğaldı,fiyat yükseldi.Satmadım,bekledim.İkindi bereketi,silahlar kuşanmış karayağız bir delikanlı atının üstünde çıkageldi.Benim kölemi görünce atından indi,yanına yaklaştı,gülümsedi ve '' Adın ne ?'' ne dedi.Kölemin de ona gülümsediğini gördüm.Delikanlı bana döndü ve fiyatını sordu.Kendisi tam ayar altın bebektir ve tam ayar bin altın eder dedim.Hiçbirşey söylemedi.Oralarda biraz gezip oyalandı.Sonra kölenin avucuna gizlice birşey verip gitti.Akşam olunca bunun 100 altın olduğunu gördüm.Şaşırmıştım.Ertesi gün kölemin değeri daha da arttı.Ben satmayı geciktiriyordum.o gün ikindi vakti delikanlı yine geldi.Yine kızın avucuna birşey bıraktı.Baktım,100 altın daha.Böyle 4 gün devam etti.5. gün delikanlıyı takip ettim.Kaldığı yeri öğrendim.Sordum,soruşturdum.En son atını satmış,6.gün yine köle pazarına geldi.Lakin köleyi yalnızca uzaktan seyretti.O gece kızın elinden tutup delikanlının evine götürdüm.''benim bu gece acil bir işim çıktı bu köleyi sana emanet bıraksam kollayıp gözetir misin?'' Önce kabul etmek istemedi sonra razı oldu.Ben kaldığım hana döndüm.Gece nasıl geçer düşüncesiyle yatağıma oturup bekledim.Gece yarısına doğru kapım şiddetle yumruklanmaya başladı.Açtım.Karşımda kölem tir tir itreyip ağlıyordu:''Sana ne oldu? Gençle aranda ne geçti.?''ağlaması durmuyordu,neden sonra konuşabildi.:''o öldü.'' ''Nasıl oldu?'' '' sen ayrılınca beni iç odaya aldı.Bana yemek getirdi.Elimi yıkamam için leğen getirdi.Sonra bir yatak serdi. Üzerime misk ve gülsuyu serpti.Bana gözlerimi kapamamı söyledi.Kapadım.Parmağını yanağıma koydu.'' süphanallah! Bu ne güzel sevgili nasıl etkileyicilik diyip bunu tekrarlıyordu.sonra birden '' Allah'ım ben hata ettim,haddimi aştım beni affet dedi ve sonra İnna lillahi ve inna ilahi raciun(Alla'tan geldik,Allah'a gideceğiz )ayetini okudu,düştü.Canını Allah'a teslim etmişti.Kölem bunu anlattıktan sonra sabaha kadar ağladı ve gün doğarken o gencin adını sayıklayarak ruhunu teslim etti.İşte benim bütün bu ağlamalarım günahtan kaçınarak sevgilerine leke getirmeyen o iki gencin anısınadır.O iki temiz ve zarif genç gibisini belki bir gün buluveririm umuduyla gezip durmaktayım.Yaşadıkça bu arayışımı sürdüreceğim ve böyle öleceğim.
hade bakemmmmmmm
hadi bakalım biz de başlamış olduk şu bloglama işine.üstesinden gelebilir miyim bilmiyorum ama elimden geleni yapacağım.aslında çok sey var yazacak ama şimdilik bu kadar olsun.Sonrasında booolllll booollllllll yazılır çizilir :)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)